Ömrümüz boyunca, bazıları aklımızda birer film gibi oynayan birçok anı yaşıyoruz. Şekillerin stereo ve Technicolor görüntülerindeki duygu ve bizde kalıcı bir izlenim bırakan rol modelleri ile.

Bu filmlerden birinde, 911 Targa rol alıyor. Film, tabii ki 1965 yılında, Zuffenhausen'da başlıyor. Devrilme çubuklarına ve çıkarılabilir katlanır tavana sahip ilk Targa, Porsche'nin Amerikan güvenlik düzenlemelerine karşı yaratıcı çözümü, burada yaratılmıştı. 911 Coupé modelinden türetilen 911 Targa, 911 modelinin üstü açık versiyonuna olan talepteki artışa karşılık olarak, üstelik üstü kapalı model ile aynı konforu ve güvenliği sunacak şekilde geliştirilmişti.

Targa'nın en çok göze çarpan ve tarzını belirleyen özelliği, üç kanatçıklı alüminyum çubuğu ve "targa" logosuydu. Yıllar geçtikçe, bu tasarım otomobilin sürücülerinde ve hayranlarında kalıcı bir izlenim bıraktı.

1975 yılında, gümüş renkli çubuğun yerini 911 Targa "G serisi" versiyonunda siyah bir çubuk aldı ve daha sonraki 964 serisinde, ilk dört tekerlekten çekişli 911 Targa modeli tanıtıldı. 1995 yılında, 911 serisinin dördüncü nesli olarak Targa, tamamen yeni bir tavan konseptine sahip oldu: elektrikli kumanda ile açılan cam tavan ve çevresinde uzanan alüminyum trim şeritleri. 911 Targa modelinin bu şekli daha sonraki nesillerde büyük değişiklikler geçirmiş olsa da, tarzının bütünlüğü korundu ve tavan kapalıyken dahi üstü açık sürüş hissini taşıyan, ödüllü bir tasarım yaratıldı.

911 Targa'nın büyüleyici efsanesi, bugün de devam ediyor. Bu yeni bölüm, ikonik Targa çubuğunun geri dönüşüne, yenilikçi tavan teknolojisine, o son derece özel açık hava sürüş hissine ve üstün seviyede konfora tanıklık ediyor. Film, yine yolda izleyicileri ile buluşuyor. Peki ya sonu? Tabii ki size kalmış.